31 Mart 2013 Pazar
30 Mart 2013 Cumartesi
Cimbom Final Yakışır Sana !!!
Evet bugün Türk Telekom Arena'da oynanan Galatasaray İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçında açılan bu pankart tüm Galatasaraylıların zihninde acaba ? dedirtti. Evet yıllardır hayalini kurduğumuz Avrupa'da başarı hayaline bu yıl belki de hiç olmadığımız kadar yakınız. Öncelikle bu iddiamı destekleyen bikaç örnek verelim. İlk yarıda oynanan Akhisar Belediyespor maçındaki futbolu hiçbir Galatasaraylı unutamaz, Gençlerbirliği maçındaki o ilk yarı performansı, Kayserispor maçlarındaki performanslar, Beşiktaş maçındaki muhteşem futbol, Schalke deplasmanındaki ilk yarı performansı, 2-0 geriden gelip 4-2 çevrilen Orduspor maçının ikinci yarısındaki o muhteşem performans aklıma gelen ortalamanın çok çok üstüne çıktığımız maçlar.. İşte bu performanslar Galatasaray'ın gerçek potansiyelinin görebilmemiz için yeterliydi. İşin bide diğer yüzü var Avrupa'da final görebilmek için önümüzde çok önemli bir engel var dünyada en elit kulüpler arasında her zaman ilk 2 de olan kuluplerden biri Real Madrid !! Evet gerçekten kolay olmayacak bunun bütün Galatasaraylılar farkında ama şöyle de bir gerçek var Galatasaray tarihindeki en büyük yatırımlı kadrosuyla ve Fatih Terim gibi bir dehayla çıkacak Real Madrid karşısındaki bu iki karşılaşmaya ve Real Madrid'in bu yılki performansının hiç de iç açıcı olmadığını düşünülürse neden olmasın demek geçiyor insanın içinden.. Şimdi daha yüksek sesle hep beraber söylüyoruz Cimbom Final Yakışır Sana !!!
Galatasaray Basketbol Yönetim Basiretsizliği / Geri Dön Hakan Üstünberk
Bugün 15:00'de başlaması gereken Galatasaray Medical Park - Pınar Karşıyaka basketbol maçının öncesinde yaşananları analiz etmekle başlayalım yazımıza.. Hatta daha da geri giderek İzmir'de oynanan karşılaşmada yaşananlardan başlayalım. Bilindiği gibi İzmir'de oynanan karşılaşmada da benzer olaylar çıkmış fakat Karşıyakalı yöneticilerin üstün çabaları sonucu karşılaşma seyircili bir şekilde sona ermişti. Ogün yaşanan olayların bugünkülerden hiçbir farkı yoktu, benzer olyalar izmir'de de yaşanmıştı hatta maç öncesinde değil maç sırasında da..
Peki ogünkü gözlemci de maçın seyircisiz oynanmasına karar veremez miydi? Verebilirdi tabiki ama Karşıyakalı yöneticilerin baskılarının sonucu maçı seyircili bir şekilde bitirmek zorunda kaldı.
Bugüne gelelim; karşılaşmada buna benzer olaylar çıkacağı önceden bilinmekteydi, hatta maç öncesi çeşitli Galatasaray taraftar sitelerinde Karşıyakalıların taraftarlarımızı tahrik edeceği ve tahriklere kapılmamamız gerektiği üstüne basa basa vurgulandı. Çünkü önümüzdeki hafta Abdi İpekçi de oynayacağımız Fenerbahçe Ülker maçının seyircisiz oynanma ihtimali doğabilirdi herhangi bir olay çıkması durumunda..
Galatasaray seyircisi tüm bunların farkındayken maç henüz başlamadan, basketbolcular ısınırken Karşıyakalı tribünlerin ultrAslana yönelik tahrikleri başladı ve malesef kendinde olmayan bazı taraftarların duruma tepki göstermesiyle beraber pota arkasında olaylar patlak verdi. Buraya kadar basketbol sahalarında görmeye alışkın olduğumuz şeyler ama asıl skandal burdan sonra yaşanmaya başladı..
Hakem basketbolcuları soyunma odalarına gönderdi ve karşılaşmanın bu şartlarda oynanıp oynanmamasına karar verebilmek için yönetimle, taraftar liderleriyle, emniyetle ve maçın gözlemcisiyle toplantılar yaptı.
Bu toplantıdan ne mi çıktı ?
İlk önce Galatasaray taraftarının pota arkasını boşaltması ve Karşıyakalı taraftarların stadı terketmesi kararlaştırıldı.Ve olayların hala devam etmesi halinde salonun tamamen boşaltılacağı kararı çıktı ve Karşıyaka taraftarı salondan çıkartıldı ve Galatasaray taraftarı pota arkasından alınarak diğer bölümlere yerleştirildi. Buraya kadar herşey normaldi ama ne olduysa bundan sonra gerçekleşti. Karşıyaka yönetimi kendi seyircilerinin salondan çıkartılmasına isyan etti ve bizim seyircimiz salondan çıkarılıyorsa Galatasaray seyircisi de çıkarılmalıdır diye hakemlere ve gözlemciye itirazda bulundu.İşte tam bu sırada Karşıyakalı yöneticilerin uyguladığı baskıyı Galatasaraylı yöneticiler herzaman ki gibi yine tepkisiz kalarak uygulayamadılar ve Karşıyakalı yöneticilerin istediği oldu ve gözlemci can güvenlikerinin bulunmadığı gerekçesiyle salonun tamamen boşaltılmasını talep etti. Emniyet güçleri bile Galatasaraylı yöneticilerden daha fazla uğraştılar gözlemciyi ikna edebilmek için, herkesin can güvenliğinin sağlanabileceğinin teminatını veridler gözlemciye ama gözlemci ikna olmadı ve salonu boşalttırdı. İşte 100 yılı aşkın bir kulüp olan, 30 milyon taraftara sahip olan , ülkemizin dünyadaki tek markası Galatasaray'ın tamamen yönetim zaafiyetiyle masa başında kaybettiği bir gün daha..
Galatasaray Basketbol Şubesine yeniden Hakan Üstünberk gibi iş bitirici yöneticiler dahil olmalıdır , yoksa daha çok masa başı oyunlar kaybederiz, ve verilen bunca emeğe yazık olur.
Etiketler:
basketbol,
galatasaray,
güncel,
hakan üstünberk,
kaf kaf,
kafkaf,
karşıyaka,
yönetim
3 Nisan 2001 Galatasaray - Real Madrid Maçı
Galatasaray 3-2 Real Madrid
3-2 lik Real Madrid maçı hakkında kısa kısa anektodlar..
-fatih akyel roberto carlosu mal etmişti.
-hagi resitaline devammm
-galatasaray'ın üçüncü golünden sonra çılgına dönen seyircilerin zıplayarak yaptığı tezahüratların etkisiyle kapalı tribünün üstündeki ışıkların sallanmasının yeşil zemin üzerinde görülmesi ile dumura uğranılması, akabinde daha fazla dayanamayan ışıkların bir kısmının sönmesi neticesinde oyunun 5 dakika durması ile sonuçlanan olayın gerçekleştiği maç..
-bağırmaktan sesimin kısıldığı maç...
-hasan sas'ın luis figo'yu, fatih akyel'in roberto carlos'u maymun ettiği maç olarak zihinlerde yer eden karşılaşma
-fenerbahçelilerin "ne var yani biz de gaziantepsporu 3-0'dan 4-3yendik" tepkisini verdiği maç :))
-real madrid in tarihindeki ender maclardandir. ayrica 20 dakikada 3 gol yedigi ilk ve tek mactir
-akla geldikçe bünyede garip hisler uyandıran karşılaşma. bir yandan sevinç ve gurur, diğer yandan hasret..
aynı zamanda bir erkeğin utanmadan nasıl hüngür hüngür ağlayabildiğini gördüğüm nadir anları yaşatan karşılaşma..
-ücüncü golden sonra, jardel'in yeni acığa gelerek kendine has stiliyle önümüzde dans etmeye çalıştığı, hasan şaş ve fakyel'in on kaplan gücünde oynadığı, mactan önce tribüne cagırdığımız collina'nın el salladığı, kapalının kendinden gecip, ali sami yen'e sığmadığı mactır. unutulması imkansızdır, yasaktır, ayıptır
-2.yariyla birlikte sahada bir firtina esmeye ba$lami$ti. sevdigimiz kaleye dogru (yeni acik tarafi) akin akin geliyorduk. umit davala' nin penalti goluyle "lan olur mu acaba" demi$tik. sagdan fatih' in kesip getirdigi topu hasan $a$ yerden ters ko$eye mihlayinca sevincten cildirmi$tik. yine fatih' in sagdan ortasina mario jardel' in mukemmel yukselip golunu cakmasindan sonra kapalidaki insanlar ne yaptigini nasil bagirdigini $a$irmi$ti. golden sonraki santradan sonra bile insanlar olanlara inanamiyordu.
mactan once maci kazanmayi umuyorduk tabii ki ama 2-0 dan 3-2 ye gelen maci almak hem de bunu dunyanin en iyi takimina sahip real madrid' e kar$i becermek inanilmaz bir olaydi.
real madrid' in bizi madrid' te parcalayacagini biliyorduk ama bu umurumuzda bile degildi. ali sami yen stadi boyle bir taraftar, boyle bir co$ku, boyle bir mutluluk gormemi$ti. hele ki macin sonlarina dogru yapilan "i$te boyle her sene boyle madride boyle koyarlar amman" tezahurati yarilmamiza neden olmu$ ve acayip ho$umuza gitmi$ti.
real madrid' in hocasi bjk' nin $imdiki hocasi del bosque idi.
ertesi gun radikal' in man$eti harikaydi; "once real, sonra surreal"
macin diger bir ayrintisi, davala' nin penalti golu galatasaray' in avrupa kupalarindaki 200.goluydu.
-tüm gollerin yeni açık tarafında ki* kaleye olması da ilginç bir noktadır...devre arasında çaresizlik içinde koltuklarına yığılmaya çalışan taraftar (yığılmaya çalışan diyorum çünkü stadda en azından 40 bin seyirci vardır ,1 koltuğa 2 ,merdiven boşluğuna 4 seyirci düşmektedir) , 2. devrenin başında bizler inandık siz de inanın diyerek takımı ateşlemiştir...maçın sonunda fincanı taştan oyarlar çalması da ayrı bir güzelliktir.
-fatih akyel'in sonrasında futbolu bırakması gerektiği maç. ayrıca ahmet dursun da aynı davranışı 19 eylul 2000 beşiktaş barcelona maçından sonra göstermeliydi.nitekim ikisi de futbol kariyerlerinde bu maçlarla zirve yapmışlar daha da erişecek yerleri kalmamıştır
-bu maç 2001 2002 sampiyonlar ligi ceyrek final karşılaşmasının ilk maçıdır. avrupa şampiyonlar ligi tarihinde ilk kez bir türk takımı çeyrek final oynamıştır.
-fatih akyel bu macta kapasitesini oyle bir zorlamisti ki, hulk karakteri bir hayal olmaktan cikmisti gozumde.. dogaustu bi seyler oldu adama eminim. yani yukarilardan bir immortal emri geldi herhalde ki sahanin icindeki tum bonuslari topladi
-ses tellerimde nodül cıkmasına sebep olan mac, feda olsun cimboma.
-liverpool fanatigi bir ingiliz arkadasin mac sonunda " ı've never seen a team fighting so well, after being 2-0 down" dedigi mactir, unutulmazlardandir..
-hagi'nin henüz ilk dakikalarda, belki de topu ayağına ilk alışında yine her zaman yaptığı gibi çok uzak bir mesafeden kaleyi yokladığı maç. hafızamda öyle yer edinmiş ki bu şut, farklı şekilde auta gitmişti ama bir şeylerin sinyallerini veriyordu adeta. 2.yarıda şahlanacak galatasarayın sinyalleri. madrid'e açıktan bir meydan okumaydı belki de, kim bilir. galatasarayın büyüklüğünü göstermesi baabında. zaten o anda o şartlarda öyle bir şut yollayabilecek tek oyuncuydu hagi, bu yüzden farklıydı.
19 Kasım 2008'de Semih Kaya için yazılmış bir yazı
Belki bilenler vardır ya da duymuştur. Gecen sene Altay'dan büyük olaylarla transfer ettiğimiz genç bir futbolcu vardi. Adı Semih Kaya. Hani silahlar çekilmişti İzmir'den çıkamaz diye falan. Hatta geçenlerde İlhan Söyler de yazmıştı biri listeye göndermiş. Bu çocuğun transferi o yas grubunun en buyuk transferi olarak yorumlanmıştı. Gerçekten oyunu bunu haksiz çıkartmıyordu.
1991 doğumlu 1.83 boyunda stoper oynuyor Semih.
Fahri abinin ''babacım, ne emre ne arda ben böyle şey görmedim''dediği çocuk.
Sonuç olarak kulüp ondan çok umutlu, herkes yeni Cüneyt Tanman olacağını konuşuyor.
Fakat pazar günü oynanan Bjk-Gs maçında sakatlandı. Rakip oyuncunun tekmesi yüzünde patladı ve kısa süreli baygınlık geçirdikten sonra sahaya kustu. hemen hastaneye kaldırıldı. Kafatası ve beyin zari arasında oluşan kan pıhtısını almak için ameliyata soktular.2,5 saat suren ameliyattan sonra semih gayet iyi bir şekilde normale dondu.
Çok tehlikeli bir ameliyatı başarıyla atlattı. sezonu tabi ki kapadı. Hastanede ameliyata götüren hemşirenin ''çıktığında fenerli olacaksın'' yorumuna karşılık narkozlu bir halde ''çıkartmayın o zaman'' demesi ise gerçekten ne kadar iyi bir Galatasaraylı olduğunu gösteriyordu. Sakatlandığı günün aksamı ise milli takim kampına katılmak üzere Kayseri'ye gidecekti.
İlk ziyaretine gelip geçmis olsun diyende Özhan Canaydın oldu.
Galatasaray için gerçekten derin bir nefes oldu.
İlginç Futbol Olayları
Tony Alexander Adams, 22 sene Arsenal forması giydi ve başka bir takıma transfer olmadan futbol hayatını bitirdi.
Atatürk Olimpiyat Stadı, İstanbul BŞB.-Gençlerbirliği maçıyla 'En az seyirciyle oynayan 5. dev stat' oldu. 81 bin kapasiteli statta 9 Aralık'ta oynanan maçı sadece 50 kişi izledi
EURO 2008 Elemeleri'nde Almanya, San Marino'yu deplasmanda 13-0 yendi. Bu skor, Avrupa Şampiyonası Elemeleri'nde alınan 'en farklı sonuç' olarak tarihe geçti
2001'de Sydney'de oynanan maçta Avustralya, Samoa'yı 31-0 yenerken, Archie Thompson, 11 golle zor bir rekorun sahibi oldu
Rakip filelere 54 gol gönderen José Luis Chilavert, 'En fazla gol atan kaleci' olarak futbol tarihine geçti. Chilavert ayrıca hat-trick yapan tek kaleci.
Şampiyonlar Ligi'ndeki en süratli gol' David Trezeguet'ye ait. 1997-98'de Monaco forması giyen Trezeguet'nin şutu 157.33 kilometre hızla Manchester United ağlarıyla buluştu.
Mersin İdmanyurdu, Türkiye Birinci Ligi'nde puanı silinen tek takım olarak tarihe geçti. 1980-81 sezonunda Beşiktaş'la oynadığı maçta sahadan çekilen Mersin ekibi, hükmen yenik sayıldı ve 2 puanı silindi.
Kolombiya maçında kazanılan 3 penaltıdan da yararlanamayan Arjantinli Martin Palermo, uluslararası bir maçta 'En çok penaltı kaçıran futbolcu' oldu.
2006 Dünya Kupası'na 2. Turda veda eden İsviçre, kalesinde hiç gol görmeden elenen ilk takım olarak kupa tarihine yazıldı.
1996-97 sezonunda 34 maçta 2 galibiyet 27 yenilgi, 5 beraberlik alan Zeytinburnuspor, Türkiye Birinci Lig tarihinin 'en kötü performansı'na imza attı.
Beşiktaşlı taraftarların Liverpool maçında yaptığı tezahürat 132 desibele çıktı. 132 desibel, futbol tarihinin en yüksek sesseviyesiydi.
Ülkesinin liglerine en çok takım veren başkent Buenos Aires. Açılış ve Kapanış Ligi'nde, Arjantin'in başkentinden toplam 14 takım yer alıyor
1986-87 sezonunda oynanan Fenerbahçe-Eskişehirspor maçında, sarı-lacivertli ekip 4 penaltı kullanarak 'En çok penaltı atan takım' oldu. "En çok penaltı kullanan futbolcu" ise 4 atışı da gole çeviren Fenerbahçeli Zafer Tüzün.
F.Bahçe ile G.Saray arasındaki maçlarda en az seyirci 17 Kasım 1922 tarihindeki karşılaşmaya geldi. İttihat Sahası'nda oynanan maçı, tamamı biletsiz 14 kişi izledi.
Brezilyalı eski kaleci Eugênio Machado Souto, 33 farklı takım çalıştırdı. 'Geninho' lakabıyla tanınan Souto, şu anda Atlético Mineiro'nun başında.
Üç büyükler içinde ligi eksi averajla tamamlayan tek takım Beşiktaş. Siyah-beyazlılar, 11. sırada tamamladığı 1975-76 sezonunda 25 gol atıp, 32 gol yemişti.(Geçtiğimiz sene Galatasaray bu rekora ortak oldu Sarı kırmızılılar 8. tamamladığı 2010-2011 sezonunda 41 gol atıp 46 gol yemişti.)
Avrupa'da bir maça yapılan en büyük katılım' Hampden Park'ta oynanan maçta gerçekleşti. 1937'deki İskoçya Kupası finalinde Celtic-Aberdeen maçını 146 bin 433 biletli seyirci izledi
Sakatlığı nedeniyle 'En uzun süre oynamayan en pahalı futbolcu', Milan'a Real Madrid'den 11 milyon pounda gelen Fernando Redondo. İlk maçında 3. dakikada dizinden sakatlanan Redondo, yaklaşık 2,5 yıl sahalardan uzak kaldı. Redondo, 2.74 milyon pound, ev ve arabayı Milan'a geri vermek istedi, ancak kulüp bu teklifi geri çevirdi.
Profesyonel sözleşmeye imza atıp, 'En uzun süre oynamayan futbolcu' eski Liverpool kalecisi Jorgen Nielsen olarak kayıtlara geçti. Hvidovre'den 26 yaşında transfer edilen file bekçisi, tam 4 yıl, 11 ay forma giymedi.
Trabzonspor, 1979-80 sezonunda 30 maçta kaydettiği 25 golle(0.833 gol ortalaması) 'Dünyanın en negatif şampiyonu' unvanını elde etti.
Kullandığı 63 penaltıdan 16'sını gole çeviremeyen Gerd Müller, 'Dünyanın en çok penaltı kaçıran' futbolcusu oldu.
Finlandiya'nın unutulmaz oyuncularından Pentti, 1986'da kendi kalesine 5 gol attı. Maçtan sonra takım arkadaşları tarafından Pentti'ye 'pusula' bile alındı.
27 takım değiştiren Lutz Pfannenstiel, 6 kıtada da top oynayan tek futbolcu oldu. 34 yaşındaki Alman kaleci, halen Clube Atlético Hermann Aichinger'de forma giyiyor.
Jübile maçında kendi kalesine gol atan tek futbolcu Franz Beckenbauer.
Willenhall Town Ladies-Burton Brewers maçı, Guinness Rekorlar Kitabı'na girdi. Ortalama her 1,5 dakikada 1 gol atan Willenhall Town, maçı 57-0 kazandı.(bu maçı izlemek isterdimJ)
1957 yılında Charlton, 75 dakika 10 kişi oynadığı ve son yarım saatine 5-1 mağlup girdiği Huddersfield maçını 7-6 kazandı.
İngiltere maçında 3. dakikada kendi kalesine gol atan Paraguaylı Carlos Gamarra, 'Kendi kalesine en erken gol atan futbolcu'olarak tarihe geçti.
Paulo Araujo aynı maçta 5 kez kart görerek rekor kırdı. Olayın nedeni, oyundan atılan Brezilyalı futbolcunun dalgın hakeme fark ettirmeden maça devam etmesiydi.(bunu nasıl becerdiyse artık)
2000-2001 sezonunda Bristol City-Brendford maçının ilk yarısında 23 dakika kaybolan zaman oynandı ve bu süre içinde 2 gol atıldı. Aynı maçta Bristol'un golcüsü Lloyd Owusu'nun ayağı kırıldı ve omzu çıktı.
Efsane İngiliz futbolcu Gary Lineker, yaklaşık 20 yıl süren kariyerinde bir tek sarı kart bile görmedi.
1945-46 sezonunda Szentlorinci forması altında 66 gol atan Ferenc Deák, 'Bir sezonda en çok gol atan futbolcu' oldu.
1954'de Sandor Kocsis, 1958'te Just Fontaine ve 1970'te Gerd Müller aynı Dünya Kupası Finalleri'nde 2'şer hat-trick yaparak tarihe geçtiler.
Fransa 98'de ilk tur maçlarının ardından Dünya Kupası kırmızı kart rekoruna ulaşıldı. 48 maçta 16 kırmızı, 174 sarı kart çıktı.
2010 – 2011 Sezonunda Fenerbahçe kırılması zor bir rekora imza atarak 5 dalda şampiyonluk yaşayan tek spor kulübü olmuştur (Futbol - Basketbol Erkek , Bayan -Voleybol Erkek , Bayan).
Bournemouth'un Wrexham ile yaptığı maçta mücadeleye 84. dakikada giren ve 140 saniyede 3 gol atan James Hayter, 'İngiltere Futbol Ligi'nin en hızlı hat-trick yapan' ismi. Premier Lig'de ise bu rekor Robbie Fowler'a ait. Ünlü İngiliz yıldız 1994'te oynanan maçta 4 dakika 33 saniyede 3 gol kaydetmişti. Amerikan Futbol Ligi'nde en hızlı sürede hat-trick yapan isim ise o dönemde LA Galaxy forması giyen Harut Karapetyan. Karapetyan 1998'de oynadıkları maçta 5 dakika dolmadan Dallas Burn ağlarını 3 kez havalandırdı. F.Bahçe'nin Sırp yıldızı Mateja Kezman da, Alanyaspor maçında 4 dakikada hat-trick yaparak rekor kırdı.
G.Saray'ın efendiliğiyle tanınan eski oyuncusu Cüneyt Tanman ile Beşiktaş'ın 'Şifo' lakabıyla tanınan efsanesi Mehmet Özdilek, futbol kariyeri boyunca hiç kırmızı kart görmedi.
'En çok bacağı kırılan futbolcu' rekoru Just Fontaine'a ait. Kariyeri boyunca 4 kez ayağı kırılan Fransız golcü, 1962'de tekrar ayağı kırılınca futbolu bıraktı.
Fenerbahçe 1988-1989 sezonunda sezonu 103 gol ile tamamlayarak bu alanda kırılması zor bir rekora imza atmıştır.
29 Mart 2013 Cuma
Umut Bulut'un Schalke'ye attığı gol
Umut'un Schalke'ye son saniye attığı golü inceleyelim.. Muslera'yı ve tabi ki Selçuk'u..Muslera ve Selçuk ikisi de Şampiyonlar Ligi tecrübesi olmayan futbolcular, fakat son saniyede atılan gole dikkat.. Muslera dk 90+ da takıma beraberlik yetecekken, son atakta topu alıyor ve yere yatıp vakit geçirmek yerine ani atakla golü bulup maçı kazanabiliriz düşüncesiyle topu ısrarla yerden pas isteyen Selçuk'a yerden bırakıyor.. Selçuk gibi şampiyonlar ligi deneyimi olmayan bir futbolcunun önem derecesi bu kadar yüksek maçta 90+ dakikalar oynanırken beraberliğin yetecek olmasına rağmen kazanmayı düşünmesinin,istemesinin,o dakikada bizler tv'ye bile bakamazken, o sakinlikle düşünebilip Muslera'dan o pası istemesinin izahı olamaz.. büyük futbolcu falan değilsin sen Selçuk futbol ilahısın.. Şuan Selçuk'u Real Madrid'e koy, Bayern'e koy, Manchester'a koy hatta Barcelona'ya koy asla sırıtmaz ve her takımda rahatlıkla oynar.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)