Futbolun Yüzü Kızardı..!    Pele'nin hayatı    Hüseyin Göçek dosyası..!    Umut Bulut'un Schalke'ye Attığı Gol    Taci Kalkavan     Can Bravo    Sıla    Haftanın Analizi    Looking for istanbul    Adnan Polat şike soruşturması     Aziz Yıldırım şike soruşturması     Semih Kaya     Galatasaray - Real Madrid     Bilerek kar gördüler    Hikmet Karaman     İzmir Saat Kulesi     Faceden Kaçış Yok    Esaretin Bedeli     Morgon Freeman    Yoksulluk   

23 Aralık 2013 Pazartesi

Uşak Taşyaran Vadisi Buzdan Akvaryuma Dönüştü


Uşak'ta Taşyaran Vadisi'nin zeminindeki akarsu aşırı soğuklar nedeniyle buz tuttu, saydam buz kütlesinin altındaki doğal yaşamı izlemek isteyen vatandaşlar bölgeye akın ediyor - İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Güngör: "Adeta dev bir akvaryumun üzerinde yürüyorum, saydam buz kütlesinin altındaki doğal zenginlik beni hayrete düşürdü, jeolojik açıdan eşsiz bir bölge, tam anlamıyla doğal bir laboratuvar"


Uşak'ın Yenişehir köyü yakınlarındaki Taşyaran Vadisi'nin zeminindeki akarsu, aşırı soğuklar nedeniyle buz tuttu. Adeta dev bir akvaryuma dönüşen bölgeye gelenler, saydam buz kütlesinin altındaki doğal yaşamı saatlerce izliyor...


"Aralık ayında Ege Bölgesi'nde buz tutan bir akarsuyun üzerinde yürüyorum ve alttaki doğal yaşamı seyrediyorum. Moğolistan'da benzer bir manzaraya rastlamıştım. Neredeyse bütün kanyonu yürüyerek buzun üstünde geçmek mümkün" dedi...


"Doğa tutkunları için eşsiz güzellikler sunuyor"
 Uşak Kent Konseyi Başkanı Zafer Aydın da Taşyaran Vadisi'nin turizme kazandırılması için proje geliştirdiklerini, bölgenin ekoturizme kazandırılmasını istediklerini vurguladı...


Aydın, "Yaklaşık bir kilometre uzunluğundaki vadi, doğa tutkunları için eşsiz güzellikler sunuyor" dedi. Bölgenin doğal yapısının bozulmadan turizme kazandırılmasının önemli olduğunu dile getiren Aydın, proje için çeşitli bilim adamlarından görüşler aldıklarını belirtti...


Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi ve Olta Balıkçılığı Federasyonu (OBAF) Başkanı İsmail Atalay ise bölgenin çok yönlü olarak turizm planının hazırlanması gerektiğini belirtti...


Kışın vadi tabanındaki akarsuyun buzdan akvaryuma dönüştüğünü kaydeden Atalay, "Vadi güneş almıyor ve bu nedenle akarsu çok daha kolay buz tutuyor. Buzun kalınlığı yer yer 30-40 santimetreyi buluyor...


 Su çok temiz olduğu için saydam buz kütlesinin altındaki doğal yaşamı rahatlıkla izleyebiliyorsunuz.İnanılmaz bir duygu. Sanki suyun üstünde yürüyüp aşağıya bakıyorsunuz" diye konuştu.











En Az İki Kez İzlenilesi Film.. Düğün Dernek (2013)


Ahmet Kural ve Murat Cemcir ikilisinin performanslarını merakla beklediğim Düğün Dernek o kadar başarılı bir yapım olmuş ki son zamanlarda izlediğim en keyifli filmdi. Çalgı Çengi ve İşler Güçler'deki performanslarından dolayı bu filmden beklentim oldukça yüksekti, beklentimin daha da üzerinde bir performansla daha ilk dakikasından itibaren filmin sonuna kadar öyle uzun uzun güldürdüler ki, gülmekten aradaki esprileri bile kaçırdığım oldu zaman zaman.. Hatta sırf bu yüzden iki kez izlenilesi bir film olduğunu düşünüyorum. Ayrıca filmdeki esprilere, olaylara, durumlara gülmekle kalmayıp, uzun uzun gülmekten çene kemiklerimin ağrıdığını farkettim. Bu filme kadar beni bu şekilde güldürebilen yapımlar Cem Yılmaz'ın Bir Tat Bir Doku, Cmylmz  ve Fundamental gösterileri olmuştu. Bu film Türk Komedi Filmleri alanında çıtayı daha da yükseltmiş olup, Türklerin de başarılı komedi filmleri çekebileceğini kanıtlamıştır.

Ahmet Kural'ın oyunculuğuna gelirsek ; ne zaman izlesem sanki Jim Carrey'i izliyorum gibi geliyor. Mimikleri o kadar başarılı ki bence şuan da ülkemizdeki en başarılı jön konumunda.. Ayrıca Murat Cemcir'le ikili performansları bana Zeki Alasya , Metin Akpınar'ı hatırlatır hep.. Tabi gözümüz Sadi Celil Cengiz'i aramadı değil, onun da bu ikiliden ayrılmaması , bir sonraki projede beraber yer almaları gerektiğini düşünüyor ve istiyorum..

Son olarak film hakkında söylenebilecek şey mutlaka izlenmesi gereken, bugüne kadar ki en başarılı komedi filmi olduğudur.


22 Aralık 2013 Pazar

22.12.2013 İddaa Tahminleri

22.12.2013 İddaa Tahminleri
333-Sassuolo-Fiorentina:2:1.60
363-İnter-Milan:Kg Var:1.50
366-Valencia-Real Madrid:2:1.40
865-Trier-Bayern Munih:ÜST:1.70 Limit:162.5
Toplam Oran :5.71

Baklava Çalan Çocuklar 6 Yıl Yedi Bu Ülkede..


Yer: Türkiye
Yıl: 1998 
Yaşı: 14
Suçu: Baklava çalmak
Cezası: 6 yıl

Sinirlenince Çok Güzel Oluyosun Ali Ece



TRT Spor'da yayınlanan programda, açıklanan PFDK kararları değerlendirildiği sırada yorumcu Ali Ece birden söze girerek yüksek sesle bağırmaya başladı. Ali Ece'nin "Böyle bir şey mi var? Dünyada, yeryüzünde nerede görülmüş ya? Dalga mı geçiyorsunuz be!" şeklindeki bağırışları karşısında, stüdyodakiler de şaşkınlıklarını gizleyemedi.

Uşaksportif Beko Basketbol Liginde Şampiyonluğa Koşuyor..


Geçtiğimiz yıl Beko Basketbol Ligine yükselen ve şuan Beko Basketbol Liginin sponsorsuz tek takımı olan Uşaksportif harikalar yaratmaya devam ediyor. Bugün Konya'da oynanan karşılaşmada Torku Konya Selçuk Üniversitesi'ni 37 sayı farkla 98-61 mağlup eden Aşigolar zirve yolundaki mücadelesine emin adımlarla ilerliyorlar.. Basketbol şehri olma yolunda büyük aşama kaydeden, her maçını şehrin 8 km dışındaki spor salonunda oynamasına rağmen dolu tribünlere oynayan, her deplasman maçına en az 1 otobüs seyirci ile giden küçük şehrin büyük takımı Uşaksportif bu hafta Çarşamba günü Galatasaray Liv Hospital'ı ağırlayacak.
Bu zirve mücadelesinde Uşak halkının takımını yalnız bırakmayacağını ve salonu doldurarak takımına gereken desteği vereceğini ümit ediyoruz.. Haydi Uşak, destek zamanı..

20 Aralık 2013 Cuma

130 Mağazalı Rodi Mood İflas Etti



Bünyesinde 1800 kadar kişinin çalıştığı Rodi Mood'un sahibi Rodi Giyim Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile RDS Tekstil Konfeksiyon Sanayi ve Dış Ticaret şirketlerinin bugün yapılan duruşmasında iflas kararı çıktı. Davanın görüldüğü Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi iki şirketin iflasına karar verirken, şirket yönetimleri oluşturulacak iflas idaresine geçecek. Şirketi Avukatı tarafından yapılan açıklamada bazı alacaklıların da şirkete iflas erteleme verilmesi yönünde talepte bulunduklarını ve şirketin faaliyetlerine devam edeceğini söyledi. Şirket hakkında verilen iflas kararı Yargıtay'a taşınacak.

31 Mart 2013 Pazar

Twitter'ın Beyinsiz Adam'ı Hakim Türkmen beyinsiz_adam


Twitter'ın 'Beyinsiz Adam'ı Hakim Türkmen, sosyal medyanın yetenekli insanların üst seviyelere çıkmasında önemli bir fırsat olduğunu söyledi.


İBB Kültür Müdürlüğü ve İletişim Platformu Derneği tarafından düzenlenen 'İletişim Buluşmaları' panelinde bu ay 'Medya ve Mizah' konuşuldu. 

Twitter'ın ‘Beyinsiz Adam'ı Star Gazetesi Yazarı Hakim Türkmen ve TRT Haber ‘Kuklagiller' Programı Yapımcısı Ömer Pekin'in konuşmacı olarak katıldığı program, geçtiğimiz Pazar günü Fatih Ali Emiri Kültür Merkezi'nde yapıldı.


Çok sayıda medya çalışanı ve farklı üniversitelerden iletişim fakültesi öğrencilerinin de izlediği program, ‘Kuklagiller' programından bir video gösterimi ile başladı. Video gösteriminin ardından söz alan Ömer Pekin, "Aslında programı tasarlarken aklımızda kukla yoktu. Fakat Türkmax'ta Heberler programı başlayınca benzeri olarak algılanmasın diye vazgeçtik. Daha sonra Ahmet Böken'le bir araya geldik. Kukla yaptığımızı biliyordu ve ‘Kuklayla yapın' dedi, biz de başladık” dedi.


Mizahın farklı türleriyle medyada yer aldığını anlatan Ömer Pekin "Mizahı toplumdan bağımsız düşünümeyiz, sonuçta mizah var olanı biraz daha abartarak ortaya koyma sanatıdır.” dedi.


Türkiye'de mizah yapanların kendilerini kanıtlayacak ortamı bulmalarının zorluğuna işaret eden Pekin, şöyle devam etti: "Futbolcu Sergen Yalçın'la PAF takımda oynuyorduk. Lise son sınıfta ise İstanbul il genelinde resim birinciliğim vardı. ‘Ressam veya grafiker olabilirim' dedim. İstanbul genelinde resimde birinci olmama rağmen Mimar Sinan Üniversitesi'ne giremedim. Her anne baba, çocuğunun doktor veya öğretmen olmasını ister. Biz de ilk sıralara yazdık ama doktorluğa yerleşmeye imkân yok. 18. sıradan girdiğim İstatistik Bölümü'nü okudum. Gelgelelim radyocu oldum. Bu biraz da insanın içindeki yeteneği keşfedeceği ortamı bulmasıyla ilgili. İnsanın kendisini geliştirmesi ve biraz da kısmet işi.”


Yoğun trafik nedeniyle programa gecikmeli olarak katılan Star Gazetesi Yazarı Hakim Türkmen ise Twitter'da ‘Beyinsiz Adam' hesabını nasıl açtığını anlattı. "Kendi adıma ait hesabım vardı orada yazıyordum sonra farklı bir karakter hesabı açmalıyım” diye düşündüğünü anlatan Türkmen, "Bu kişi bekâr. Kız peşinde koşan, işsiz güçsüz biri” dedi.


Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün davetlisi olarak katıldığı yemeği de anlatan Türkmen "Bir gün bir telefon geldi. Açtım, hatta Cumhurbaşkanı'nın beni sosyal medya toplantısına çağırdığı belirtiliyor. Ben ilk başta 500 kişi falan bir konferansta toplanacağız zannettim. Oysaki yemekmiş, gidince anladım.” dedi.


Mizahın ve komedinin insanların her zaman ilgisini çektiğini belirten Türkmen, buna karşın insanların yeni bir komedyen çıktığında ona şans tanımadığını ve birçok yeteneğin bu sebeple var olamadan kaybolduğunu söyledi.


Twitter'ın milyonlarca yazarı olan bir mizah dergisi olduğunu ifade eden Türkmen, burada yazan birinin, mizah dergisindeki bir köşe yazarından daha fazla kişiye ulaşabileceğini belirtti.


Türkmen, 18 yaşında tiyatro oyunu yazdığını ve bugüne kadar pek çok sıkıntı çektiğini anlatarak, "Bir tane adam da sen şunu yazabilirsin demedi. Herkeste pazarlamacı ruhu yok. Bende de hiç yok. Türkiye'de yetenek sıkıntısı yok, prodüktör sıkıntısı var. Herkes kendi durumunu, vaziyetini koruma peşinde. Yazı çizi işlerine bulaşanlar için bu iş çok zor aslında” dedi.


Sosyal medyanın yetenekli insanların üst seviyelere çıkmasında önemli bir fırsat olduğunu vurgulayan Türkmen, "Türkiye'de 70 milyon insan var. Bu ülkeden neden adamakıllı sanatçılar çıkmıyor. Neden bu ülkenin en büyük sanatçıları Levent Kırca ya da Müjdat Gezen?” dedi.


Programın sonunda katılımcıların sorularını da cevaplayan Pekin ve Türkmen'e İletişim Platformu adına Hasan Yılmaz birer teşekkür plaketi verdi.




STAR yazarı ‘Beyinsiz Adam’ Hakim Türkmen Çankaya Sofrası’ndaki maceralarını yazdı:?Cumhurbaşkanı sosyal medyaya çok önem veriyor. Beni twitter’da takip etmediği için yemeğin başında soğuk davrandım. Fark etmedi. “Anlat bakalım beyinsiz adam” dedi.

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, ‘Çankaya Sofrası’nda bu kez sosyal medya temsilcilerini ağırladı. Sofrada konuklarına merak ettiği soruları da yönelten Gül ile “Beyinsiz Adam” mahlasıyla bilinen STAR yazarı Hakim Türkmen arasında esprili dialoglar yaşandı. Gül, “Sizi ‘Beyinsiz Adam’ şeklinde anınca rahatsız olmuyor musunuz” diye sordu. Türkmen ise, “Tamamen beni yansıtmıyor. Mesela ben evliyim ama o sanal karakter bekar” yanıtını verdi. Gül, Serdar Kuzuloğlu’na ise neden “İnternet Ekipleri Amiri” diye çağrıldığını sordu. Yemeğin ardından “Beyinsiz Adam” izlenimlerini, fotoğraflarıyla birlikte, twitter hesabından şöyle paylaştı: Çankaya sofrasına davetliydim bugün. Cumhurbaşkanı Gül ile birlikte yemek yiyip sohbet ettik. İlk yarım saat sohbete çok konsantre olamadım, gözüm yemeklere takıldı. Lahana dolması ve kuzuyu afiyetle yedim. Sonra ıstakoz mu desem yengeç mi desem daha bir hayvan geldi önümüze onu da yer gibi yaptım. Cumhurbaşkanı sosyal medyaya çok önem veriyor, ekibi çok sağlam. Beni twitter’da takip etmediği için yemeğin başındada bilerek soğuk davrandım. Fark etmedi. Twitter’da yazılan pek çok şeyi okuduğunu söyledi.


Dışarıdan dürüm söyleyelim


Tanışma faslında bana dönüp “ve anlat bakalım beyinsiz adam” deyince “yüzüme karşı böyle söylemezseniz sevinirim” dedim. Masadakiler ve Cumhurbaşkanı güldüler. Ben gülmedim. Evde aile büyüğüyle yenen bir yemekten farkı yoktu ortamın. Cumhurbaşkanı o kadar samimiydi ki neredeyse “ben ıstakoz sevmem bana dışardan bi buçuk durum söyleyelim” demekten son anda vazgeçtim.


BU YENİLEBİLİR BİR ŞEY Mİ? ORTAM ÇOK ELİT, SORAMIYORUM


‘Beyinsiz Adam’ yemek sırasında da twitter’dan mesaj yağdırdı:


-Çay geldi. Bildiğimiz çay bu. Hayalkırıklığına ugradim dogrusu.


-(Sofradaki Ispanaklı Ravioli’nin fotoğrafını koyarak) Çok acil söyleyin bu yenebilir bi şey mi? Ortam çok elit soramıyorum.


-Çankaya Sofrası’nda lahana dolması keyfi with @cbabdullahgul


-Ben bu ortamdan sonra nasıl evde makarna yiyecem şimdi.


GÜL: İNTERNETE YASAK DEĞİL BİLİNÇ LAZIM


SOSYAL  medya temsilcilerini yılın ilk ‘Çankaya Sofrası’nda ağırlayan Cumhurbaşkanı Gül, Twitter’a çok fazla vakit ayıramadığını ancak hesabını daha aktif kullanmak istediğini söyledi. Gül, twitter’da yer alan her görüşün bizzat kendi ağzından çıktığını belirtti. Sosyal medyada “ne yazık ki her şeyin toz pembe olmadığını” ifade eden Gül, internete getirilen yasaklara da karşı olduğunu, çözümün ‘bilinçli kullanım’ getirilmesinde olduğunu söyledi. Twitter ve facebook’ta zaman zaman hakaret eden bazı kişilerin bulunduğunu anlatan Gül “Hakaret ile karşılaştığımda, bu kişiyi blockluyorum” diye konuştu. İnternet medyasının önemine de vurgu yapan Gül, “Ne yazık ki kurumsallaşamadı” dedi. 


Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Köşk’te düzenlediği Çankaya Sofrası’na STAR Gazetesi yazarı Hakim Türkmen (Beyinsiz Adam), Habertürk Gazetesi yazarı Rahşan Gülşan, ntvmsnbc.com Yayın Yönetmeni Ahmet Yeşiltepe, Radikal Gazetesi yazarı Serdar Kuzuloğlu, Kadir Has Üniversitesi Yeni Medya Bölümü öğretim üyesi İsmail Hakkı Polat ve sosyal medya uzmanı Zorluhan Zorlu katıldı.


30 Mart 2013 Cumartesi

Cimbom Final Yakışır Sana !!!


Evet bugün Türk Telekom Arena'da oynanan Galatasaray İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçında açılan bu pankart tüm Galatasaraylıların zihninde acaba ? dedirtti. Evet yıllardır hayalini kurduğumuz Avrupa'da başarı hayaline bu yıl belki de hiç olmadığımız kadar yakınız. Öncelikle bu iddiamı destekleyen bikaç örnek verelim. İlk yarıda oynanan Akhisar Belediyespor maçındaki futbolu hiçbir Galatasaraylı unutamaz, Gençlerbirliği maçındaki o ilk yarı performansı, Kayserispor maçlarındaki performanslar, Beşiktaş maçındaki muhteşem futbol, Schalke deplasmanındaki ilk yarı performansı, 2-0 geriden gelip 4-2 çevrilen Orduspor maçının ikinci yarısındaki o muhteşem performans aklıma gelen ortalamanın çok çok üstüne çıktığımız maçlar.. İşte bu performanslar Galatasaray'ın gerçek potansiyelinin görebilmemiz için yeterliydi. İşin bide diğer yüzü var Avrupa'da final görebilmek için önümüzde çok önemli bir engel var dünyada en elit kulüpler arasında her zaman ilk 2 de olan kuluplerden biri Real Madrid !!  Evet gerçekten kolay olmayacak bunun bütün Galatasaraylılar farkında ama şöyle de bir gerçek var Galatasaray tarihindeki en büyük yatırımlı kadrosuyla ve Fatih Terim gibi bir dehayla çıkacak Real Madrid karşısındaki bu iki karşılaşmaya ve Real Madrid'in bu yılki performansının hiç de iç açıcı olmadığını düşünülürse neden olmasın demek geçiyor insanın içinden..  Şimdi daha yüksek sesle hep beraber söylüyoruz Cimbom Final Yakışır Sana !!!

Galatasaray Basketbol Yönetim Basiretsizliği / Geri Dön Hakan Üstünberk



Bugün 15:00'de başlaması gereken Galatasaray Medical Park - Pınar Karşıyaka basketbol maçının öncesinde yaşananları analiz etmekle başlayalım yazımıza.. Hatta daha da geri giderek İzmir'de oynanan karşılaşmada yaşananlardan başlayalım. Bilindiği gibi İzmir'de oynanan karşılaşmada da benzer olaylar çıkmış fakat Karşıyakalı yöneticilerin üstün çabaları sonucu karşılaşma seyircili bir şekilde sona ermişti. Ogün yaşanan olayların bugünkülerden hiçbir farkı yoktu, benzer olyalar izmir'de de yaşanmıştı hatta maç öncesinde değil maç sırasında da.. 

Peki ogünkü gözlemci de maçın seyircisiz oynanmasına karar veremez miydi? Verebilirdi tabiki ama Karşıyakalı yöneticilerin baskılarının sonucu maçı seyircili bir şekilde bitirmek zorunda kaldı.

Bugüne gelelim; karşılaşmada buna benzer olaylar çıkacağı önceden bilinmekteydi, hatta maç öncesi çeşitli Galatasaray taraftar sitelerinde Karşıyakalıların taraftarlarımızı tahrik edeceği ve tahriklere kapılmamamız gerektiği üstüne basa basa vurgulandı. Çünkü önümüzdeki hafta Abdi İpekçi de oynayacağımız Fenerbahçe Ülker maçının seyircisiz oynanma ihtimali doğabilirdi herhangi bir olay çıkması durumunda.. 

Galatasaray seyircisi tüm bunların farkındayken maç henüz başlamadan, basketbolcular ısınırken Karşıyakalı tribünlerin ultrAslana yönelik tahrikleri başladı ve malesef kendinde olmayan bazı taraftarların duruma tepki göstermesiyle beraber pota arkasında olaylar patlak verdi. Buraya kadar basketbol sahalarında görmeye alışkın olduğumuz şeyler ama asıl skandal burdan sonra yaşanmaya başladı..

Hakem basketbolcuları soyunma odalarına gönderdi ve karşılaşmanın bu şartlarda oynanıp oynanmamasına karar verebilmek için yönetimle, taraftar liderleriyle, emniyetle ve maçın gözlemcisiyle toplantılar yaptı.

Bu toplantıdan ne mi çıktı ? 
İlk önce Galatasaray taraftarının pota arkasını boşaltması ve Karşıyakalı taraftarların stadı terketmesi kararlaştırıldı.Ve olayların hala devam etmesi halinde salonun tamamen boşaltılacağı kararı çıktı ve Karşıyaka taraftarı salondan çıkartıldı ve Galatasaray taraftarı pota arkasından alınarak diğer bölümlere yerleştirildi. Buraya kadar herşey normaldi ama ne olduysa bundan sonra gerçekleşti. Karşıyaka yönetimi kendi seyircilerinin salondan çıkartılmasına isyan etti ve bizim seyircimiz salondan çıkarılıyorsa Galatasaray seyircisi de çıkarılmalıdır diye hakemlere ve gözlemciye itirazda bulundu.İşte tam bu sırada Karşıyakalı yöneticilerin uyguladığı baskıyı Galatasaraylı yöneticiler herzaman ki gibi yine tepkisiz kalarak uygulayamadılar ve Karşıyakalı yöneticilerin istediği oldu ve gözlemci can güvenlikerinin bulunmadığı gerekçesiyle salonun tamamen boşaltılmasını talep etti. Emniyet güçleri bile Galatasaraylı yöneticilerden daha fazla uğraştılar gözlemciyi ikna edebilmek için, herkesin can güvenliğinin sağlanabileceğinin teminatını veridler gözlemciye ama gözlemci ikna olmadı ve salonu boşalttırdı. İşte 100 yılı aşkın bir kulüp olan, 30 milyon taraftara sahip olan , ülkemizin dünyadaki tek markası Galatasaray'ın tamamen yönetim zaafiyetiyle masa başında kaybettiği bir gün daha.. 

Galatasaray Basketbol Şubesine yeniden Hakan Üstünberk gibi iş bitirici yöneticiler dahil olmalıdır , yoksa daha çok masa başı oyunlar kaybederiz, ve verilen bunca emeğe yazık olur.

3 Nisan 2001 Galatasaray - Real Madrid Maçı





Galatasaray 3-2 Real Madrid
3-2 lik Real Madrid maçı hakkında kısa kısa anektodlar..
-fatih akyel roberto carlosu mal etmişti.
-hagi resitaline devammm 
-galatasaray'ın üçüncü golünden sonra çılgına dönen seyircilerin zıplayarak yaptığı tezahüratların etkisiyle kapalı tribünün üstündeki ışıkların sallanmasının yeşil zemin üzerinde görülmesi ile dumura uğranılması, akabinde daha fazla dayanamayan ışıkların bir kısmının sönmesi neticesinde oyunun 5 dakika durması ile sonuçlanan olayın gerçekleştiği maç.. 
-bağırmaktan sesimin kısıldığı maç... 
-hasan sas'ın luis figo'yu, fatih akyel'in roberto carlos'u maymun ettiği maç olarak zihinlerde yer eden karşılaşma 
-fenerbahçelilerin "ne var yani biz de gaziantepsporu 3-0'dan 4-3yendik" tepkisini verdiği maç :)) 
-real madrid in tarihindeki ender maclardandir. ayrica 20 dakikada 3 gol yedigi ilk ve tek mactir 
-akla geldikçe bünyede garip hisler uyandıran karşılaşma. bir yandan sevinç ve gurur, diğer yandan hasret.. 
aynı zamanda bir erkeğin utanmadan nasıl hüngür hüngür ağlayabildiğini gördüğüm nadir anları yaşatan karşılaşma.. 
-ücüncü golden sonra, jardel'in yeni acığa gelerek kendine has stiliyle önümüzde dans etmeye çalıştığı, hasan şaş ve fakyel'in on kaplan gücünde oynadığı, mactan önce tribüne cagırdığımız collina'nın el salladığı, kapalının kendinden gecip, ali sami yen'e sığmadığı mactır. unutulması imkansızdır, yasaktır, ayıptır 
-2.yariyla birlikte sahada bir firtina esmeye ba$lami$ti. sevdigimiz kaleye dogru (yeni acik tarafi) akin akin geliyorduk. umit davala' nin penalti goluyle "lan olur mu acaba" demi$tik. sagdan fatih' in kesip getirdigi topu hasan $a$ yerden ters ko$eye mihlayinca sevincten cildirmi$tik. yine fatih' in sagdan ortasina mario jardel' in mukemmel yukselip golunu cakmasindan sonra kapalidaki insanlar ne yaptigini nasil bagirdigini $a$irmi$ti. golden sonraki santradan sonra bile insanlar olanlara inanamiyordu. 
mactan once maci kazanmayi umuyorduk tabii ki ama 2-0 dan 3-2 ye gelen maci almak hem de bunu dunyanin en iyi takimina sahip real madrid' e kar$i becermek inanilmaz bir olaydi. 
real madrid' in bizi madrid' te parcalayacagini biliyorduk ama bu umurumuzda bile degildi. ali sami yen stadi boyle bir taraftar, boyle bir co$ku, boyle bir mutluluk gormemi$ti. hele ki macin sonlarina dogru yapilan "i$te boyle her sene boyle madride boyle koyarlar amman" tezahurati yarilmamiza neden olmu$ ve acayip ho$umuza gitmi$ti. 
real madrid' in hocasi bjk' nin $imdiki hocasi del bosque idi. 
ertesi gun radikal' in man$eti harikaydi; "once real, sonra surreal" 
macin diger bir ayrintisi, davala' nin penalti golu galatasaray' in avrupa kupalarindaki 200.goluydu. 
-tüm gollerin yeni açık tarafında ki* kaleye olması da ilginç bir noktadır...devre arasında çaresizlik içinde koltuklarına yığılmaya çalışan taraftar (yığılmaya çalışan diyorum çünkü stadda en azından 40 bin seyirci vardır ,1 koltuğa 2 ,merdiven boşluğuna 4 seyirci düşmektedir) , 2. devrenin başında bizler inandık siz de inanın diyerek takımı ateşlemiştir...maçın sonunda fincanı taştan oyarlar çalması da ayrı bir güzelliktir. 
-fatih akyel'in sonrasında futbolu bırakması gerektiği maç. ayrıca ahmet dursun da aynı davranışı 19 eylul 2000 beşiktaş barcelona maçından sonra göstermeliydi.nitekim ikisi de futbol kariyerlerinde bu maçlarla zirve yapmışlar daha da erişecek yerleri kalmamıştır 
-bu maç 2001 2002 sampiyonlar ligi ceyrek final karşılaşmasının ilk maçıdır. avrupa şampiyonlar ligi tarihinde ilk kez bir türk takımı çeyrek final oynamıştır. 
-fatih akyel bu macta kapasitesini oyle bir zorlamisti ki, hulk karakteri bir hayal olmaktan cikmisti gozumde.. dogaustu bi seyler oldu adama eminim. yani yukarilardan bir immortal emri geldi herhalde ki sahanin icindeki tum bonuslari topladi 
-ses tellerimde nodül cıkmasına sebep olan mac, feda olsun cimboma. 
-liverpool fanatigi bir ingiliz arkadasin mac sonunda " ı've never seen a team fighting so well, after being 2-0 down" dedigi mactir, unutulmazlardandir.. 
-hagi'nin henüz ilk dakikalarda, belki de topu ayağına ilk alışında yine her zaman yaptığı gibi çok uzak bir mesafeden kaleyi yokladığı maç. hafızamda öyle yer edinmiş ki bu şut, farklı şekilde auta gitmişti ama bir şeylerin sinyallerini veriyordu adeta. 2.yarıda şahlanacak galatasarayın sinyalleri. madrid'e açıktan bir meydan okumaydı belki de, kim bilir. galatasarayın büyüklüğünü göstermesi baabında. zaten o anda o şartlarda öyle bir şut yollayabilecek tek oyuncuydu hagi, bu yüzden farklıydı. 

19 Kasım 2008'de Semih Kaya için yazılmış bir yazı






Belki bilenler vardır ya da duymuştur. Gecen sene Altay'dan büyük olaylarla transfer ettiğimiz genç bir futbolcu vardi. Adı Semih Kaya. Hani silahlar çekilmişti İzmir'den çıkamaz diye falan. Hatta geçenlerde İlhan Söyler de yazmıştı biri listeye göndermiş. Bu çocuğun transferi o yas grubunun en buyuk transferi olarak yorumlanmıştı. Gerçekten oyunu bunu haksiz çıkartmıyordu.

1991 doğumlu 1.83 boyunda stoper oynuyor Semih.

Fahri abinin ''babacım, ne emre ne arda ben böyle şey görmedim''dediği çocuk.

Sonuç olarak kulüp ondan çok umutlu, herkes yeni Cüneyt Tanman olacağını konuşuyor.

Fakat pazar günü oynanan Bjk-Gs maçında sakatlandı. Rakip oyuncunun tekmesi yüzünde patladı ve kısa süreli baygınlık geçirdikten sonra sahaya kustu. hemen hastaneye kaldırıldı. Kafatası ve beyin zari arasında oluşan kan pıhtısını almak için ameliyata soktular.2,5 saat suren ameliyattan sonra semih gayet iyi bir şekilde normale dondu.

Çok tehlikeli bir ameliyatı başarıyla atlattı. sezonu tabi ki kapadı. Hastanede ameliyata götüren hemşirenin ''çıktığında fenerli olacaksın'' yorumuna karşılık narkozlu bir halde ''çıkartmayın o zaman'' demesi ise gerçekten ne kadar iyi bir Galatasaraylı olduğunu gösteriyordu. Sakatlandığı günün aksamı ise milli takim kampına katılmak üzere Kayseri'ye gidecekti.

İlk ziyaretine gelip geçmis olsun diyende Özhan Canaydın oldu.

Galatasaray için gerçekten derin bir nefes oldu.

İlginç Futbol Olayları





Tony Alexander Adams, 22 sene Arsenal forması giydi ve başka bir takıma transfer olmadan futbol hayatını bitirdi.

Atatürk Olimpiyat Stadı, İstanbul BŞB.-Gençlerbirliği maçıyla 'En az seyirciyle oynayan 5. dev stat' oldu. 81 bin kapasiteli statta 9 Aralık'ta oynanan maçı sadece 50 kişi izledi

EURO 2008 Elemeleri'nde Almanya, San Marino'yu deplasmanda 13-0 yendi. Bu skor, Avrupa Şampiyonası Elemeleri'nde alınan 'en farklı sonuç' olarak tarihe geçti

2001'de Sydney'de oynanan maçta Avustralya, Samoa'yı 31-0 yenerken, Archie Thompson, 11 golle zor bir rekorun sahibi oldu



Rakip filelere 54 gol gönderen José Luis Chilavert, 'En fazla gol atan kaleci' olarak futbol tarihine geçti. Chilavert ayrıca hat-trick yapan tek kaleci.

Şampiyonlar Ligi'ndeki en süratli gol' David Trezeguet'ye ait. 1997-98'de Monaco forması giyen Trezeguet'nin şutu 157.33 kilometre hızla Manchester United ağlarıyla buluştu.

Mersin İdmanyurdu, Türkiye Birinci Ligi'nde puanı silinen tek takım olarak tarihe geçti. 1980-81 sezonunda Beşiktaş'la oynadığı maçta sahadan çekilen Mersin ekibi, hükmen yenik sayıldı ve 2 puanı silindi.

Kolombiya maçında kazanılan 3 penaltıdan da yararlanamayan Arjantinli Martin Palermo, uluslararası bir maçta 'En çok penaltı kaçıran futbolcu' oldu.

2006 Dünya Kupası'na 2. Turda veda eden İsviçre, kalesinde hiç gol görmeden elenen ilk takım olarak kupa tarihine yazıldı.

1996-97 sezonunda 34 maçta 2 galibiyet 27 yenilgi, 5 beraberlik alan Zeytinburnuspor, Türkiye Birinci Lig tarihinin 'en kötü performansı'na imza attı.

Beşiktaşlı taraftarların Liverpool maçında yaptığı tezahürat 132 desibele çıktı. 132 desibel, futbol tarihinin en yüksek sesseviyesiydi.

Ülkesinin liglerine en çok takım veren başkent Buenos Aires. Açılış ve Kapanış Ligi'nde, Arjantin'in başkentinden toplam 14 takım yer alıyor

1986-87 sezonunda oynanan Fenerbahçe-Eskişehirspor maçında, sarı-lacivertli ekip 4 penaltı kullanarak 'En çok penaltı atan takım' oldu. "En çok penaltı kullanan futbolcu" ise 4 atışı da gole çeviren Fenerbahçeli Zafer Tüzün.

F.Bahçe ile G.Saray arasındaki maçlarda en az seyirci 17 Kasım 1922 tarihindeki karşılaşmaya geldi. İttihat Sahası'nda oynanan maçı, tamamı biletsiz 14 kişi izledi.

Brezilyalı eski kaleci Eugênio Machado Souto, 33 farklı takım çalıştırdı. 'Geninho' lakabıyla tanınan Souto, şu anda Atlético Mineiro'nun başında.

Üç büyükler içinde ligi eksi averajla tamamlayan tek takım Beşiktaş. Siyah-beyazlılar, 11. sırada tamamladığı 1975-76 sezonunda 25 gol atıp, 32 gol yemişti.(Geçtiğimiz sene Galatasaray bu rekora ortak oldu Sarı kırmızılılar 8. tamamladığı 2010-2011 sezonunda  41 gol atıp 46 gol yemişti.)

Avrupa'da bir maça yapılan en büyük katılım' Hampden Park'ta oynanan maçta gerçekleşti. 1937'deki İskoçya Kupası finalinde Celtic-Aberdeen maçını 146 bin 433 biletli seyirci izledi

Sakatlığı nedeniyle 'En uzun süre oynamayan en pahalı futbolcu', Milan'a Real Madrid'den 11 milyon pounda gelen Fernando Redondo. İlk maçında 3. dakikada dizinden sakatlanan Redondo, yaklaşık 2,5 yıl sahalardan uzak kaldı. Redondo, 2.74 milyon pound, ev ve arabayı Milan'a geri vermek istedi, ancak kulüp bu teklifi geri çevirdi.

Profesyonel sözleşmeye imza atıp, 'En uzun süre oynamayan futbolcu' eski Liverpool kalecisi Jorgen Nielsen olarak kayıtlara geçti. Hvidovre'den 26 yaşında transfer edilen file bekçisi, tam 4 yıl, 11 ay forma giymedi.

Trabzonspor, 1979-80 sezonunda 30 maçta kaydettiği 25 golle(0.833 gol ortalaması) 'Dünyanın en negatif şampiyonu' unvanını elde etti.

Kullandığı 63 penaltıdan 16'sını gole çeviremeyen Gerd Müller, 'Dünyanın en çok penaltı kaçıran' futbolcusu oldu.

Finlandiya'nın unutulmaz oyuncularından Pentti, 1986'da kendi kalesine 5 gol attı. Maçtan sonra takım arkadaşları tarafından Pentti'ye 'pusula' bile alındı.

27 takım değiştiren Lutz Pfannenstiel, 6 kıtada da top oynayan tek futbolcu oldu. 34 yaşındaki Alman kaleci, halen Clube Atlético Hermann Aichinger'de forma giyiyor.

Jübile maçında kendi kalesine gol atan tek futbolcu Franz Beckenbauer.

Willenhall Town Ladies-Burton Brewers maçı, Guinness Rekorlar Kitabı'na girdi. Ortalama her 1,5 dakikada 1 gol atan Willenhall Town, maçı 57-0 kazandı.(bu maçı izlemek isterdimJ)

1957 yılında Charlton, 75 dakika 10 kişi oynadığı ve son yarım saatine 5-1 mağlup girdiği Huddersfield maçını 7-6 kazandı.

İngiltere maçında 3. dakikada kendi kalesine gol atan Paraguaylı Carlos Gamarra, 'Kendi kalesine en erken gol atan futbolcu'olarak tarihe geçti.

Paulo Araujo aynı maçta 5 kez kart görerek rekor kırdı. Olayın nedeni, oyundan atılan Brezilyalı futbolcunun dalgın hakeme fark ettirmeden maça devam etmesiydi.(bunu nasıl becerdiyse artık)


2000-2001 sezonunda Bristol City-Brendford maçının ilk yarısında 23 dakika kaybolan zaman oynandı ve bu süre içinde 2 gol atıldı. Aynı maçta Bristol'un golcüsü Lloyd Owusu'nun ayağı kırıldı ve omzu çıktı.

Efsane İngiliz futbolcu Gary Lineker, yaklaşık 20 yıl süren kariyerinde bir tek sarı kart bile görmedi.

1945-46 sezonunda Szentlorinci forması altında 66 gol atan Ferenc Deák, 'Bir sezonda en çok gol atan futbolcu' oldu.

1954'de Sandor Kocsis, 1958'te Just Fontaine ve 1970'te Gerd Müller aynı Dünya Kupası Finalleri'nde 2'şer hat-trick yaparak tarihe geçtiler.

Fransa 98'de ilk tur maçlarının ardından Dünya Kupası kırmızı kart rekoruna ulaşıldı. 48 maçta 16 kırmızı, 174 sarı kart çıktı.

2010 – 2011 Sezonunda Fenerbahçe kırılması zor bir rekora imza atarak 5 dalda şampiyonluk yaşayan tek spor kulübü olmuştur (Futbol - Basketbol Erkek , Bayan -Voleybol Erkek , Bayan).

Bournemouth'un Wrexham ile yaptığı maçta mücadeleye 84. dakikada giren ve 140 saniyede 3 gol atan James Hayter, 'İngiltere Futbol Ligi'nin en hızlı hat-trick yapan' ismi. Premier Lig'de ise bu rekor Robbie Fowler'a ait. Ünlü İngiliz yıldız 1994'te oynanan maçta 4 dakika 33 saniyede 3 gol kaydetmişti. Amerikan Futbol Ligi'nde en hızlı sürede hat-trick yapan isim ise o dönemde LA Galaxy forması giyen Harut Karapetyan. Karapetyan 1998'de oynadıkları maçta 5 dakika dolmadan Dallas Burn ağlarını 3 kez havalandırdı. F.Bahçe'nin Sırp yıldızı Mateja Kezman da, Alanyaspor maçında 4 dakikada hat-trick yaparak rekor kırdı.

G.Saray'ın efendiliğiyle tanınan eski oyuncusu Cüneyt Tanman ile Beşiktaş'ın 'Şifo' lakabıyla tanınan efsanesi Mehmet Özdilek, futbol kariyeri boyunca hiç kırmızı kart görmedi.


'En çok bacağı kırılan futbolcu' rekoru Just Fontaine'a ait. Kariyeri boyunca 4 kez ayağı kırılan Fransız golcü, 1962'de tekrar ayağı kırılınca futbolu bıraktı.

Fenerbahçe 1988-1989 sezonunda sezonu 103 gol ile tamamlayarak bu alanda kırılması zor bir rekora imza atmıştır.

29 Mart 2013 Cuma

Umut Bulut'un Schalke'ye attığı gol





Umut'un Schalke'ye son saniye attığı golü inceleyelim.. Muslera'yı ve tabi ki Selçuk'u..Muslera ve Selçuk ikisi de Şampiyonlar Ligi tecrübesi olmayan futbolcular, fakat son saniyede atılan gole dikkat.. Muslera dk 90+ da takıma beraberlik yetecekken, son atakta topu alıyor ve yere yatıp vakit geçirmek yerine ani atakla golü bulup maçı kazanabiliriz düşüncesiyle topu ısrarla yerden pas isteyen Selçuk'a yerden bırakıyor.. Selçuk gibi şampiyonlar ligi deneyimi olmayan bir futbolcunun önem derecesi bu kadar yüksek maçta 90+ dakikalar oynanırken beraberliğin yetecek olmasına rağmen kazanmayı düşünmesinin,istemesinin,o dakikada bizler tv'ye bile bakamazken, o sakinlikle düşünebilip Muslera'dan o pası istemesinin izahı olamaz.. büyük futbolcu falan değilsin sen Selçuk futbol ilahısın.. Şuan Selçuk'u Real Madrid'e koy, Bayern'e koy, Manchester'a koy hatta Barcelona'ya koy asla sırıtmaz ve her takımda rahatlıkla oynar.



1 Şubat 2013 Cuma

Dünyanın en ilginç denizi..



O deniz oraya nereden gelmiş ? Nasıl gelmiş ? Bilinmez ama bilinen tek şey var oda yaratıcının olağanüstülüğü..

Zlatan İbrahimovic çocukluğundan bir anısını anlatıyor..


"Babam alkolikti ve ailecek fakirlikle boğuşuyorduk, bu ortamda yiyecek bulmak bir yana fena halde açlık çekiyordum. Arkadaşlarımla bisikletler çalıyor, bazen de işi abartıp araba hırsızlığına kalkıyorduk. Zor bir çocukluk geçirdim ve şimdi eşimden çocuklarım adına tek bir isteğim var, buzdolabının her zaman yiyecekle dolu olması"
Zlatan İbrahimovic
PSG'li Futbolcu
Çocukluk günlerini anlatırken


Korneri kim kullanacak ?


Of Hocam ya niye ben kullanıyorum korneri, her seferinde tele tırmanmak zorunda kalıyorum off :(

Süper Lig 20.hafta maç tahminleri




Akhisar Bld.-Kayseri: 2
Beşiktaş-K.Karabük: 1
Kasımpaşa-SB Elazığ: 1
MP.Antalya-İBB:  0
Bursa-G.Saray:  2
Ordu-G.Birliği:  0
Eskişehir-Mersin İY:   1
Trabzon-G.Antep: 1
F.Bahçe-Sivas:  1

Luciano'nun unutulmayan eli ve maç sonrası komik yorumu




Ediz Bahtiyaroğlu'nun babasından mektup..




Babam gidiyoruz dediğinde 13 yaşındaydım.

Evim diye bildiğim toprakları bırakıp, Türkiye’ye doğru yola çıktık. “Türkçe bilmiyorum ki, okula nasıl gideceğim” diye düşünüyordum. Babamın çok fazla parası da yoktu. Okula gitmek yerine bir fabrikaya girdim. Artık işçiydim.

Yıllar geçti. Ayten’i tanıdım. Hala işçiydim, hayat hala zordu. Evlendik ve üç çocuğumuz oldu. Çocukların hepsi güzel olur da, nedense en küçük olan hep daha farklı bir yere konur ya, işte bizim ufaklık da bir başkaydı. Daha annesinin karnındayken bile rahat durmuyordu. Benim diyen forvet öyle tekme yememiştir, Ayten’in yediği kadar. Yani 9 ay boyunca bir hakem olsa yanımızda, her gün çift sarıdan kırmızıyı yerdi. “Bak hanım, senin oğlun bu gidişle futbolcu olur” demiştim.

Ayten’i doğum için SSK’ya götürdüm. Bembeyaz tenli, renkli gözlü, 4 kilodan ağır bir bebek olarak dünyaya geldi. Ayten de yediği tüm tekmeleri unuttu gitti.

Okul çağı gelince, okula gönderdik ama aklı fikri topta. Ben de gençken futbol oynadım ama bu bir başka. Gözü futbol topundan başka hiçbir şey görmüyor. Mahalle arasında futbol oynuyor, gürültüden dolayı komşulardan hep şikayet alıyoruz. Mahallenin gençlerinin oluşturduğu bir futbol takımı varmış. Gitmiş o kulübe girmiş. Akşam eve geliyorum, oğlan kanter içinde, su gibi olmuş, sobanın yanında ısınıyor. Annesi tuvalette çamurlu ayakkabılarını yıkıyor. Diğer çocuklarıma bakıyorum, hep ders çalışıyorlar. Bu daha kitaplarının kapağını açmamış. Kitaplar kullanılmadığı için öylesine yeni gibi duruyor ki, her senenin sonunda o kitapları satıp, kendisine harçlık yapıyor.

10 yaşına gelince tutturdu beni seçmelere götürün diye. Ayten ona zaten hiç kıyamaz. O ne isterse yapar. Ertesi gün dolmuşa binip, şehrin süper ligde oynayan takımının seçmelerine gittiler. Annesi anlattı, binlerce çocuk varmış. Onların arasından bizimkini seçmişler.
-İsmail görmeliydin halini. Dolmuşa bindik eve geri dönüyoruz, sevinçten yerinde duramıyordu. “Anneciğim sana söz veriyorum. Seni saraylarda yaşatacağım” dedi bana.
-Altyapıda para da vermiyorlar. Nasıl göndereceğiz, forması, eşofmanı, dolmuş parası.
-Ses etme İsmail. Allah büyük, yaparız birşeyler.

Benden gizli gizli annesiyle gidip, taksitle krampon almışlar. Ev ile antrenman yapılan yer arası 10 km mesafe var. Hergün yürüyerek gidiyor. Soğukta elleri, yüzü morarmış biçimde geri geliyor. Çocuk sıcak bir banyo yapacak, tüp bitecek diye şofbeni bile açmıyorlar. Diğer taraftan, Ebru ile Engin’in dershanelerine para yetiştirmeye çalışıyoruz. Ayten her akşam, onun kıyafetlerini yıkayıp, sobanın yanında kurutuyor ki, sabaha hazır olsun. Bu çile 5 sene boyunca sürdü.

Erkek Lisesi’ne giderken bir gün Tarih öğretmeni annesini çağırdı. “Hanımefendi, bu çocuğun kafası boş, bundan birşey olmaz” dedi. Hepimiz biliyorduk onun futboldan başka hiçbir şeye ilgisinin olmadığını. Zaten o yılın sonunda ilk profesyonel imzasını da attı. 100 milyon lira verdiler. 10 lirasını cebine koymuş, 90 lirasını annesine vermiş. Ayten de gitmiş, 90 lirayla oğlu güçlensin, toplara daha iyi vursun diye et almış, muz almış. Nerede pahalı şey var, gidip almış, gelmiş mübarek.

Bir süre sonra Ankara’dan transfer teklifi geldi. Annesi ağladı etti ama kendisiyle aynı kulüpteki iki arkadaşıyla birlikte Ankara’ya gittiler. Daha 16 yaşındaydı. İki arkadaşı yapamamışlar dönmüşler. Bizimki her akşam yorganın altına girip, anneciğim, babacığım diye ağlıyormuş. Annesiyle telefonda konuşmuş. Annesi “istersen dön yavrum” demiş. “Sizin için kalıyorum. Para kazanmam, sizi rahat yaşatmam lazım” diye cevap vermiş.

O sene 2 milyar para kazandı. Hepsini bize gönderdi. Tıpkı öldüğü güne kadar yaptığı gibi. Ve bugün, sahip olduğumuz herşeyi ona borçluyuz. En son aldığı arabayı bile annesinin üzerine yapmış. Evladın hayırlısını yetiştirmişiz.

O gidiyorum dediğinde 26 yaşındaydı. Onu transferin son günü, cennete transfer ettik.

Umarım oralarda bir yerlerde, taksitle krampon satılıyordur.

Ediz Bahtiyaroğlu'nun Babası .

26 Ocak 2013 Cumartesi

4 kez aldattığı kocasına "kardeşim ol" dedi.


2 çocuklu Şerife Hanım 4 kez aldattığı kocasına "kardeşim ol" dedi...
Aşığına harçlık verdi !!! Her kaçışında karısını gittiği yerde eliyle koymuş gibi bulan dertli koca E.M 2 çocuğuyla geldiği karakolda karısı ve aşığıyla yüzleşti. Kaçak Şerife , "Ben dertli bir kadınım, beni sevmediğim bir adamla evlendirdiler." derken aşığı Durmuş Koç'a bin lira harçlık verdi.
Sevgilisiyle geldiği karakolda bir daha kaçacağını söyleyen Şerife Misal'in dertli kocası onu eve nasıl bağlayacağını bilemediğini belirtti.

25 Ocak 2013 Cuma

Karıncaların Muazzam Hayatı...





Karıncaların bu özelliklerini biliyor muydunuz?

* İşçi karıncaların neredeyse tamamı dişidir. Erkekler çiftleştikten kısa bir süre sonra ölürler.
* Karıncalar yaklaşık 60 milyon yıldır değişim geçiriyorlar.
* Kraliçe karınca 20 yıl yaşayabilir. Ve yaşamı boyunca yaptığı tek şey yumurtlamaktır.
* 500 binin üzerindeki bir karınca grubu bir kuşu, bir domuzu ya da atı öldürebilir.
* Bir karınca kendisinden 50 kat fazla bir ağırlığı taşıyabilecek güçte.
* Karıncalar acımasız savaşçılardır. Isırabilirler, sokabilirler ve arkalarından asit fışkırtabilirler.